1998 yazında PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan gergin ve hırçın bir ruh haline bürünmüştü. Bir sürü esrarengiz toplantı yapıyordu. Ani bir kararla PKK’nın Suriye’deki iki eğitim kampının
10 Kasım 1938 sabahı yaşama gözlerini yuman Mustafa Kemal Atatürk, Dolmabahçe Sarayı’ndaki hasta yatağında 5 Eylül 1938 günü kendi el yazısıyla düzenleyip Beyoğlu VI. Noteri’ne teslim ettiği vasiyetname
Kazım Karabekir’in başkanlığında, Ali Fuat Cebesoy, Adnan Adıvar, Rauf Orbay, İsmail Cartbolat, Feridun Fikri Düşünsel, Sabit Sağıroğlu, Halis Turgut, Refet Bele ve Rüştü Paşa’nın da içlerinde bulunduğu bir
İki yüzyılı bulmayan Türk-Amerikan ilişkileri tarihinde, ABD’nin Osmanlı İmparatorluğu’na ve daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik iki büyük “seferberliği” gerçekleştirdiği görülür. Bunlardan birincisi, 1820’lerde başlayan, Türk-Amerikan ilişkilerinin ekonomik,
26 Eylül 1990 günü… Türkiye’nin James Bond’u olarak tanınan Hiram Abas, Kadıköy Çiftehavuzlar’daki evinden saat 10.15 sıralarında çıkarken az sonra başına geleceklerden habersizdi. Özel bir denizcilik şirketindeki işine
50 yıl önce yalan olduğu kanıtlanmış olmasına karşın halen daha "Türk aleminin en büyük düşmanı komünistliktir" sözüne gerçekmiş gibi sarılanların olmasına şaşırmamak gerekir.