Burjuva Devrimcisi Etienne Marcel

Avrupa’da XIV. yüzyılda ortaçağ kalıntısı feodal düzen, ekonomik nedenler ve milliyetçilik anlayışı yüzünden yeni bir devlet kurulması düşüncesiyle karşı karşıya geldi. Milliyetçilik düşüncesi İtalya’da ve Fransa’da ağırlıklı olarak gelişti ve etkisini hissettirdi. Feodal düzeni ekonomik açıdan sarsan ekonomik gelişmenin nedeni kentlerin giderek büyümesi deniz yoluyla ticaretin artmasıydı. Gerek milliyetçilik akımı gerekse giderek gelişen ticaret dağınık ve güçsüz feodal yönetimler yerine merkezi ve güçlü bir otorite istiyordu. XIV. yüzyılda bu istem, monarşik devlet biçimine yönelerek bir seçenek arayışına girdi. İşte bu geçiş döneminin sarsıntıları Avrupa’da ihtilallerin ya da devrimlerin kapısını aralayan gelişme oldu.

Fransız siyaset adamı Etienne Marcel bu ortamda bu burjuva devrimci olarak ortaya çıktı. Bir belediye başkanının oğlu olan Marcel 1316’da dünyaya geldi. Paris’te zengin bir kumaş taciri oldu. Paris Belediye Başkanı seçildi. Devlet işlerini meşruti krallık düzeni içinde ele almak isteyen Paris burjuvazisinin temsilcisi durumuna geldi.

1356 yılının 19 Eylül sabahı Poitiers’de, Gal Prensi komutasındaki İngiliz ordusuyla savaşmakta olan Fransız ordusu hiç beklenmedik, ağır bir yenilgiye uğramış, Fransa Kralı İyi Jan (John II) esir edilerek, Gal Prensi tarafından rehine olarak Guyenne’e götürülmüştü.

Son Valois Kralları ve etraflarındaki soylular, baş döndürücü israflarıyla halkı sömürmüşlerdi. Sonra, yirmi yıldır sürüp giden savaşın yükü yoksul halkın omuzuna yüklenmiş, yeni vergiler konulmuştu. Babası Philip VI Filip ve İyi Jan tüm bu masraflar için eyalet meclislerini toplayarak para istemişlerdi.

Kuzey ve Güney eyaletlerinin temsilcilerinin toplandığı bu Eyalet Meclislerinde ruhban (Kilise mensupları), asiller ve tüccar ile esnaf ve şehirlerin orta sınıf halkının meydana getirdiği burjuva sınıfının sözcüleri bulunuyordu. Emirlerindeki kilisenin ve halkın adına gayet rahat konuşan ilk iki sınıfa karşılık burjuva sınıfı temsilcileri çok ihtiyatlı davranıyordu.

Etienne Marcel’in Yükselişi

İşte Etienne Marcel bu ortamda, 1356 yılında Paris’teki “Nehir Yoluyla Ticaret Yapanlar” örgütü tarafından Esnaf Kahyası seçilmişti.

Paris, diğer şehirler yanında bazı özellikleri olan bir kentti. Yirmi bin nüfusu vardı. “Nehir Yoluyla Ticaret Yapanlar Birliği” Paris’e egemen, son derece geniş, nüfuzlu ve etkili bir örgüttü. Onun seçtiği Esnaf Kahyası, belediye başkanı olmayan bu şehirde mutlak hakim kesiliyordu.

Yeni Esnaf Kahyası Etienne Marcel, yüzyıllık bir kumaş imalathanesinin sahibiydi. Genç, hareketli, heyecanlı ve ileri fikirli bir adamdı, temsil ettiği esnaf, tüccar ve işçi sınıfının başında burjuvalığın, yeni fikirlerin ve reform hareketlerinin lideri olacak, adı tarihe geçecekti.

Etienne Marcel, Paris’te yakın tarihin en önemli simalarından biri olmaya hazırlanırken, endişeli ve kötümser insanlar ülkesi Fransa’yı yeni bir tehlike bekliyordu. Bu tehlikenin kahramanı Navar Kralı Şarl’dı. Navar Kralı Şarl, Kral İyi Jan’ın damadıydı, ama onun can düşmanlarından da biriydi. Kral İyi Jan’ın esir olarak Guyenne’e götürüldüğü haberi, Navar Kralı’nın pek hoşuna gitmişti.

İngilizler esir kralı serbest bırakmak için 3 milyon crown fidye istiyordu. Jan’ın büyük oğlu genç Prens Şarl, Fransız ordusunun başında, esir bulunan babasının yerine Kral Naibi olarak Paris’e döndü. Yenik orduyu yeniden örgütlemeyi, babasını kurtarabilecek fidyeyi bulmayı umuyordu. Bunun için Eyalet Meclislerini toplantıya çağırdı. 17 Kasım’da toplanan Meclis, Veliahdı son derece deneme bonusu veren siteler casino siteleri soğuk karşıladı, istenen paranın verilmesi için zorlu koşullar öne sürdü. Veliaht Şarl, Eyalet Meclisi’nin koşullarını inceleyeceğini ileri sürerek süre istedi. Bu arada Navar Kralı Şarl, Jan dö Kraon gibi önemli ve etkili kimselere giderek konuştu.

Veliaht Şarl, on parasız ve desteksiz Paris’e dönmüştü. Etienne Marcel onu meclisin şartlarını kabule zorlamak için genel grev ilan etti. Veliaht, bu kadar ağır sorumluluk karşısında her şeyi kabul etti. Meclis böylece çok geniş yetkiler kazanmış oluyordu.

1357’deki Büyük Emirname ile kral naibi, Fransız kentlerine özerkliğini ve konfederasyonlar oluşturma hakkını tanıdı. Bu özerklik zaten feodal düzen altında gayet ciddi sorunlar içinde olan kraliyet egemenliği karşısında olmaktan çok, kırın soylularına ve kraliyet vassallarına karşı kazanılmıştı. Soyluların pek çok ayrıcalığına kısıtlama getirildi; birbirleriyle artık özel savaşlara girişemeyecekler ve adalet alanında keyfi düzenlemeleri ortadan kaldıracak bir dizi reform gerçekleştirilecekti. Etats Generaux’ya ek olarak kralın yanında 17 burjuva, 11 din adamı ve 6 soyludan oluşan bir danışma konseyi sürekli hazır bulunacaktı.

Paris yeni ve monarşik bir idarenin hayalini kuruyordu ki, Kral İyi Jan’ın Bordo’da Gal Prensi ile iki yıllık bir barış antlaşması imzaladığı haberi geldi. Kral Jan, payitahta gönderdiği bir emirname ile vergi konulmasını yasakladığını ve Eyalet Meclisi toplantılarını süresiz durdurduğunu bildiriyordu. Parislilerin, Kralın yanına sığınmış olan “vatan haini müşavirlerin” yeni bir marifeti olarak vasıflandırdıkları bu emirname, eyaletlerin ve Veliahdın yetkilerinin geri alınması ve kazanılan hakların yitirilmesi anlamını taşıyordu. Etienne Marcel telaşlandı ve kenti yabancı düşmana karşı korumakla görevli olan askeri birliklere, “Hazır ol!” emri verildi.

Birkaç gün sonra Şarl, yardım sağlamayı düşündüğü Ruen’e gitti, fakat eli boş döndü.

Bunu fırsat bilen eyaletler Prens Şarl’a derhal yeni bir toplantı teklif ettiler. Şiddetle paraya ihtiyacı olan Şarl tuzağı göz göre göre kabul etti. Eyalet temsilcilerini 7 Kasım toplantısına çağıran bildirinin altında, Veliaht Prens Şarl’ın imzasının yanı sıra, Paris Esnaf Kahyası Etienne Marcel’in de imzası vardı.

Paris halkı ise her olasılığa karşı 1358’in başında silahlanmaya başlamıştı. Bu devrim havası ve kendisine verilen desteğin arttığını sezen Etienne Marcel’i harekete geçirdi. Bir kumaş tüccarı olan Marcel, işe taraftarlarının başına, onları diğer Parislilerden ayıracak bir başlık giydirmekle başladı. Yarısı kırmızı, yarısı mavi kumaştan bir serpuştu bu. Ertesi gün Paris’in yarısının başında iki renkli başlık taşıyordu.

Etienne Marcel 22 Şubat’ta silahlı adamlarını topladı. Ve peşinde üç bin silahlıyla sarayın üzerine yürüdü. Yolda Kralın hırsız bilinen bir avukatı linç edildi. Marcel yanına üç beş yakınını alarak Veliahdın yatak odasına girdi. Şarl’ın yanında iki mareşali vardı Marcel’in adamları mareşallerin üzerine atılarak, ikisini de öldürdü.

Marcel, Paris’te kendi kuvvetini arttırmak ve konumunu sağlamlaştırmak için Navar Kralı’nı kente çağırdı. Kral, 26 Şubat’ta ordusuyla Paris’e girdi. Etienne Marcel, şu an için oldukça güçsüz görülen ve istenilen her şeyi kabul etmekten başka çaresi olmayan Veliahttan, darbenin etkisi geçmeden yeni ayrıcalıklar kazandı.

Büyük burjuvalar tarafından desteklenen Marcel oldukça enerjik davrandı ve şehirde adeta sıkıyönetim kurdu. Şehir kuşatma altına alındı, halkın seyahat özgürlüğü tamamen kaldırıldı, bir sokaktan diğer sokağa geçmek bile izne bağlandı.

Paris’e Kaos Egemen Oluyor

Gelen gideni aratır derler ya, yetkileri eline geçirir geçirmez baskıcı bir yönetim oluşturmaya başlayan Etienne’den Paris halkı kısa sürede bunalmıştı. Halk sokakta rahatça gezemiyor olabilirdi ama anarşi havasından faydalanan silahlı topluluklar halkı haraca kesiyor, evleri talan ediyordu. Civardaki şatolar karargâh haline gelmiş, çapulculara merkezlik etmeye başlamıştı. Savaş vergileriyle zaten sıfırı sıfırı tüketmiş olan köylü, elinde kalanı da şimdi çetecilere teslim etmek zorunda kalmıştı. Paris’i teslime zorlamak için silahlı kuvvetlerini şehir dışına yığan Veliaht da, emrindeki kontrolsüz kuvvetlerle talan hareketine katılmış buluyordu. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık! Etienne ve Veliaht arasında kalan perişandı. Bu arada kan gövdeyi götürüyor, Marcelciler Kralcıları, halk asilleri, asiller devrimcileri buldukları yerde öldürüyordu. Aslında Paris’e egemen olan güç kaostan başkası değildi.

Etienne, Navar Kralı’nın emrindeki İngiliz birliklerini Paris’e getirerek konumunu kuvvetlendirmişti. Fakat aynı durum Veliaht için söylenemezdi. Yağma ve talanlarla emrindeki orduyu besleyemez duruma gelen Veliaht ise sonunda Dofine eyaletine çekilmek zorunda kalmıştı.

Paris burjuvazisi Marcel’in reformlarına olumlu baksa da giderek İngilizlere yaklaşan Navar Kralı ile kurduğu ittifak onları da rahatsız ediyordu. Paris’te 21 Temmuz 1358 günü 30 İngiliz askerinin linç edilmesi ve 100 kadarının da Luvr’a hapsedilmesi bu karşıt tavrın yarattığı tepkinin eseriydi. Ertesi gün ise İngiliz birliklerinin intikam için 600 Parisliye öldürmesi bardağı taşıran son damlaydı.

Marcel artık Paris’e korku ve baskı metotlarıyla hükmedebiliyordu. Kaynaşma müthişti ve Etienne Marcel’in duruma egemen olması gittikçe güçleniyordu.

31 Temmuz sabahı, silahlı çapulcularının başında bir yakını olan, çuha taciri Jan Mayar’a haber saldı. Onun Veliaht taraftarı olduğunu öğrenmiş, elindeki kale anahtarlarını teslim etmesini istiyordu. Mayar anahtarı gönderdi, ama bu hakareti hazmetmedi. Etrafına adamlarını aldı, bir ata atladı ve halkı Veliahta sadakate davet ederek, Paris içinde kol gezmeye başladı. Peşinde hayli kalabalık toplanmıştı. Sentantuan kapısında Etienne Marcel’i gördüler. Elinde anahtarlar vardı. Üzerine çullandılar. Parislilere bu kadar güvenmiş olan ihtilalci, onların kılıçları altında birkaç dakikada kan verdi.

Veliahd ertesi gün, 1 Ağustos 1359’da Paris’e girdi. Ve hemen hiç kan dökmeden, duruma egemen oldu. Tarihler Etienne Marcel’i beceriksiz bir devrimci olmaktan çok, olayları zorlamaya çalışan bir bahtsız olarak kaydettiler. Eyalet burjuvalarının iktidarı ele geçirme zamanı henüz gelmemişti. O çağ devletleri gibi Fransa’ya da lazım olan, kurulu düzene bağlı bir kral idaresinde, huzur ve güven verecek merkezi bir yönetimdi. Etienne Marcel olsa olsa, acelesiyle bu sonucu Fransa’nın bir an önce almasına etken olmuştu.

YAZI HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.