Büyük Roma İmparatorluğu’nun Batı ve Doğu diye ayrılması üzerine dini görüş ve yorumlar açısından da Hristiyan dünyası, Katoliklik ve Ortodoksluk gibi iki büyük mezhebe ayrılmış, Batı Katolik dünyasının
Anadolu’nun Türkleşme süreci bir anda gerçekleşen bir olgu olmayıp, uzun bir tarihi süreç içinde gerçekleşmiştir. Çünkü Türk boylarının hepsi aynı anda Anadolu’ya gelmemiş, göç dalgaları yüzyıllar boyunca sürmüştür.
Bayrak, bir ulusun varlığını, bir devletin egemenliğini simgeleyen, askeri ya da benzeri bir kurumun renklerini, ayırt edici özelliklerini taşıyan, bir gönderin veya bir mızrağın ucuna dalgalanacak şekilde asılan sembol ya
Türklerde uçmak fikrinin eyleme geçişinin ilk izlerini araştırdığımızda, XI. yüzyıla kadar geri gitmemiz gerekir. Bu yüzyılda aslen sözlük bilimi uzmanı ve yazar olan İsmail bin Hammad el Cevheri,
Malazgirt Meydan Savaşı yalnız Türk tarihi açısından değil, dünya tarihi açısından da dönüm noktası olarak kabul edilebilecek önemli olaylardan biridir. Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan ile Doğu Roma (Bizans)
Türkiye’de milliyetçilik hareketinin oluşumunda Osmanlı toprakları dışında kalan iki düşünce odağı oldukça etkili olmuştu: Batı Türkologları ve Çarlık Rusyası’ndaki Türk milliyetçileri. İkincisi Türk milliyetçiliğinin bir ideoloji olarak temellendirilmesi