1315 Ramazanı (1899), sıcak yaz aylarına rastlamıştı. Bu sıcak günlerden biri, Selanik’in meşhur Floka Gazinosu’nun özel odalarından birinde iki genç karşılıklı konuşuyorlardı. Bu gençlerden biri çok güzel bir
1976-1977 Öğretim yılında İnebolu Ortaokulu’nda öğretmendim. Türkiye’de sol hareketin adamakıllı parçalandığı yıllardı. Öğretmen hareketi de birbirine adeta düşman gruplara ayrılmıştı. TÖB-DER içindeki gruplardan biri benim de içinde bulunduğu
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya yargılanıyor. Acaba bende müdahil olsam mı diye çok düşündüm. Kendi mağduriyetim için değil. Babam için müdahil olmayı istedim. Çünkü babam, 12 Eylül günü
12 Eylül öncesinin zor günlerini yaşıyorduk. Memleket yangın yeri gibiydi. Trabzon’da diğer kentlerden farklı değildi. Neredeyse her gün olay vardı. Kuklacı perde gerisinde ama kuklaları meydanlarda idi… Can
Ah Nilüfer ah! Nereden bileyim senin bir fotoğrafın hayatımı bu kadar değiştirecek. O fotoğraf bu gün gibi gözlerimin önünde… Elinde kırmızı bir gül vardı. Senin de bütün güzelliğin