Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren kurucu kadroların temel hedefi, yeni kurulan devlet sınırları içinde ulusal bir ekonomi yaratmaktı. Sanayi önde olmak koşuluyla tarım ve hizmet sektörünün geliştirilmesi ve bir Türk
1933 yılının 23 Şubat’ında Naci Bey, çalıştığı Vagon Li şirketinin (Wagon-Lits – Compagnie Internationale des Wagons-Lits) Beyoğlu’nda şubesine giderken etrafına gururla bakıyordu. Daha aylar vardı ama Cumhuriyet’in 10.
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı öncesi varlığını denge politikası izleyerek sürdürmeye çalışıyordu. Büyük devletlere karşı izlenen bu denge politikası bir süre için işe yarasa da, 20. yüzyılın başlarından
Harem sözcüğünün anlamı belli. Bir evde, kadınları özgü daire. Lugat manası ise yasak yer. Arapça haram ve mahrem sözcüğü ile aynı kökenden gelme. Sonuna Humayun sıfatı da eklenince,
10 Kasım 1938 sabahı yaşama gözlerini yuman Mustafa Kemal Atatürk, Dolmabahçe Sarayı’ndaki hasta yatağında 5 Eylül 1938 günü kendi el yazısıyla düzenleyip Beyoğlu VI. Noteri’ne teslim ettiği vasiyetname
1971 yılının 1 Haziran günüydü. İstanbul Maltepe Orhangazi Caddesi Küçükbağ Sokak’taki 8 numaralı apartmanın etrafında eşi benzeri görülmemiş kuşatma 50. saatini doldurmuş, Albay Hayri Çakmak ve içerdekiler arasında