Eylül 1939’da Polonya ordusunun çökmesinden sonra II. Dünya Savaşı dokuz aylık bir duraklama dönemine girdi, İngiliz ve Fransızların harekete geçmeye niyetleri yoktu. Ve aslında beklemek işlerine geliyordu; çünkü
Aralık 1944; Alman orduları tüm cephelerde geri çekiliyor. Batıdaki Müttefik orduları, ele geçirdikleri ilk Alman kenti olan Aachen’de işgal yönetiminin provalarını yapıyorlar, Ruslar ise doğuda, hedefi Berlin olan
Yıllardan 1956; iki kutuplu bir sistemin dünyada dorukta olduğu dönemdeyiz. Nükleer yarış tüm hızıyla sürüyor. Her ülke, her bölge çatışma alanı. Kimse üstünlük iddiasından vazgeçmiyor. ABD uzun vadeli
Haziran 1942’deyiz; kış aylarında İtalyanları durduran Yunanistan ordusu, 1941 baharında yardıma gelen İngilizlerle birlikte, Almanların önünde dağılır gider. Girit’e çekilen İngilizler de birkaç hafta sonra Alman paraşütçülerine teslim
Tarih, 22 Haziran 1941, Hitler’in tankları Rusların şaşkın bakışları arasında Baltık ile Karadeniz arasında taarruza geçiyor. Berlin’de ise büyük bir sessizlik var. Kimse Polonya veya Fransa seferinin başlangıcındaki
Şili’den gelen bir haber, 1970’te, ABD yönetimini derhal harekete geçiriyordu. Beyaz Saray’ın Oval Ofis’inde toplanan Başkan Nixon ve adamları, seçimi kazanmasını önleyemedikleri Marksist Salvador Allende’nin yönetimini istikrarsızlaştırıp yıkmak