Birleşmiş Milletler

Birinci Dünya Savaşı’na kadar uluslararası barışın sağlanması ve bu barışın bozulması durumunda barış ve güvenlik ortamının yeniden sağlanması için uluslararası düzeyde bir çözüm ya da örgüt düşünülmemişti. Ne var ki I. Dünya Savaşı’nın acı sonuçları ile yüzleşmek zorunda kalan devletler; bir daha aynı acıların yaşanmaması, devletler arasındaki anlaşmazlıkların savaşa dönüşmeden önce anlaşmalar ile çözümlenmesine olanak sağlayacak uluslararası bir kurumun gereksinimini duymaya başladılar.

Birleşmiş Milletler’in temelini oluşturacak Cemiyet-i Akvam bu amaçla I. Dünya Savaşı’ndan sonra 10 Ocak 1920’de İsviçre’de kuruldu. Türkiye’nin 9 Temmuz 1932 tarihinde üye olduğu Cemiyet-i Akvam, sosyal alanlarda başarı elde etmesine ve küçük devletler arasındaki bazı sınır sorunlarını çözüme kavuşturmasına karşın yaptırımlarının yetersiz kalması, oybirliği ile karar almasının çözüm süreçlerini tıkaması, yasal boşluklar bulunması ve bu nedenlerden dolayı devletlerin tek başına hareket etme eğilimlerinin artması yüzünden başarısız oldu.

İkinci Dünya Savaşı sürerken ülkeler arasındaki çatışmaların nerelere kadar uzanacağı henüz belli olmamışken Müttefik Devletler uluslararası toplumun gelecekte nasıl örgütlenmesi gerektiği konusu üzerine düşünmeye başlamışlardı. İkinci Dünya Savaşı’nın neden olduğu yıkımın birincisini kat be kat aşması, uluslararası barışın korunması için çok daha etkili ve yaptırım gücü olan bir örgütün kurulmasını zorunlu kılmıştı. 14 Ağustos 1941 tarihinde F. D. Roosevelt ve Winston Churchill tarafından imzalanan Atlantik Paktı “her ülkenin kendi sınırları içinde güvenlikte olacağı ve her ülkedeki insanların korku ve yokluktan uzak yaşayacağı” bir barışın yerleşmesi çağrısını yapıyordu. 1 Ocak 1942 tarihinde 26 devlet, “Birleşmiş Milletler Bildirgesi” başlıklı bir belgeyle bu ilkeleri onayladıklarını bildirdiler.

Ortak güvenlikle ilgili Moskova Bildirgesi (30 Ekim 1943) çerçevesinde, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, SSCB ve Çin, “barıştan yana bütün devletlerin eşit egemenliği üzerine kurulu” bir örgütlenme içinde, dünya barışını ve güvenliğini koruma kararı aldılar. Ekim 1944’te Moskova Bildirgesi’ni imzalayan dört devletin temsilcilerinin katılmasıyla, Dumbarton Oaks’ta (ABD) toplanan konferansta, gelecekteki örgütün temelleri atıldı. Churchill, Roosevelt ve Stalin’in katıldığı Yalta Konferansı’nda (Şubat 1945) sonuçlandırılmış olan bu tasarı, Müttefiklerin yanında savaşmış olan 50 devletin katıldığı San Francisco Konferansı’nda (26 Haziran 1945) kabul edildi ve 24 Ekim 1945’te Birleşmiş Milletler resmen kuruldu. Günümüzde 24 Ekim tarihi Birleşmiş Milletler Günü olarak kutlanmaktadır.

Yerküredeki devletlerin neredeyse tümünün üye olduğu  Birleşmiş Milletler Örgütü’nde (BM), çalışmaları yürütmek için UNICEF, UNESCO gibi pek çok uzmanlaşmış birim bulunur. Birleşmiş Milletler’in merkezi ve çalışmalarını sürdürdüğü bina ise ABD’nin New York kentinin Manhattan bölgesinde David Rockefeller’in bağışladığı bir arsa üzerinde bulunmaktadır.

Kuruluşun bütçesi, üye olan ülkelerin verdiği katkı payları ile sağlanır. Hangi ülkenin Birleşmiş Milletler bütçesine ne kadar katkıda bulunacağını belirleyen ölçütler vardır. Bu ölçütler milli gelir, gayri safi milli hasıla ve üye ülkenin nüfusudur.

Birleşmiş Milletler’e üyelik Güvenlik Konseyi’nin önerisi ve Genel Kurul’un onayı ile gerçekleşir.

Birleşmiş Milletler’in Amaçları

  • Uluslararası barış ve güvenliği korumak için anlaşmazlıklara barışçıl çözüm yöntemleri sunmak ve etkin önlemler almak
  • Devletler ve uluslar arasında dostluk bağları oluşturmak,
  • Uluslararası ekonomik, sosyal, kültürel ve insanlığa ait ortak sorunların çözüme ulaştırılması,
  • Irk, din ve dil ayrımı gözetmeksizin insan hakları ve temel özgürlüklere yönelik  saygı gösterilmesini sağlamak ve bunların özgürce geliştirilmesini güvence altına almak,
  • Bu ortak amaçlara ulaşma konusunda ortak bir eşgüdüm merkezi olmak.

Bu ortak hedeflere ulaşma yönündeki çalışmaları uyumlaştırma ve eşgüdüm sağlama merkezi olarak Birleşmiş Milletler’in ilkeleri ise şunlardır:

  • Devletlerin egemenliğinin eşitliği ilkesi,
  • Devletlerarası uyuşmazlıkların ve çekişmelerin barışçı yollar ve müzakereler aracılığıyla çözülmesi ilkesi,
  • Hangi gerekçeye ya da nedene dayanırsa dayansın, kaba kuvvet kullanımını ret ve yasaklama ilkesi,
  • Devletlerin toprak bütünlüğüne, siyasal bağımsızlıklarına saygı gösterme ve içişlerine karışmama ilkesi,
  • Yüklenilen ödevleri taraf tutmaksızın ve iyi niyetle gerçekleştirme ilkesi.

Birleşmiş Milletler’in Organları

Birleşmiş Milletler Örgütü’nün işleyişi altı temel organa dayanır.

Genel Kurul

Birlesmis_milletler_genel_kİlk birleşimi 17 Ocak 1946’da gerçekleştiren ve bütün üye ülkelerin temsilcilerinden oluşan Genel Kurul’da her üyenin bir oy hakkı vardır. Yıllık olağan toplantılarının (Eylül-Aralık) yanında, Güvenlik Konseyi’nin çağrısı veya üye ülkelerin çoğunluğunun girişimiyle olağanüstü toplantılara da çağrılabilir. Genel Kurul’un çalışmaları Kurul’un bürosundan yönetilir; bu büro toplantı dönemi için seçilir ve bir başkan, 21 başkan yardımcısı ile gün-demdeki sorunların çoğunun incelendiği yedi büyük özel komisyonun başkanından oluşur. Genel Kurul, kararları duruma göre nispi çoğunluk veya üçte iki çoğunlukla alınan, ama bağlayıcı nitelik taşımayan bir tartışma organıdır. Karar yetkisi olan tek alan, örgütün iç işleyişidir (Güvenlik Konseyi’nin daimi olmayan üyelerinin seçilmesi, Birleşmiş Milletler Örgütü’ne yeni devletlerin kabulü, bütçenin kabulü, Genel Sekreter’in ve Uluslararası Adalet Divanı yargıçlarının seçilmesi vb).

Genel Kurul, ekonomik, toplumsal ve siyasal (silahsızlanma ve silahlanma yönetmelikleri de dahil) alanlarda uluslararası işbirliğini geliştirmek, uluslararası hukukun zenginleşmesini ve düzenlenmesini teşvik etmek, insan haklan ve temel özgürlüklerden daha yaygın biçimde yararlanılmasını sağlamak ve devletler arasındaki anlaşmazlıklara barışçı çözümler bulmak amacıyla incelemeler, tartışmalar başlatır ve tavsiyelerde bulunur.

Genel Kurul’da kullanılan resmi diller şunlardır: İngilizce, Fransızca, Arapça, İspanyolca, Çince, ve Rusça.

Güvenlik Konseyi

Temel görevi dünyada barışı korumak ve uluslararası güvenliği sağlamak olan daimî bir organdır. Genel Kurul’dan farklı olarak belirli bir toplanma takvimi yoktur. Başkanlık görevi her ay rotasyon yöntemi ile dönüşümlü olarak bir üye tarafından yürütülür.

Güvenlik Konseyi’ni oluşturan 15 üye iki kategoriye ayrılır:

  • Daimi üyeler
  • İki yıl için seçilen daimi olmayan üyeler

Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi bulunmaktadır: Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, İngiltere, Çin ve Rusya. Daimi olmayan üyeler Genel Kurul tarafından özellikle eşit coğrafi dağılım temelinde (üç Afrika ülkesi, iki Asya ülkesi, iki Latin Amerika ülkesi, iki Batı Avrupa ülkesi ve bir Doğu Avrupa ülkesi) iki yıllık süre için seçilir. Güvenlik Konseyi’nin kararları, en az dokuz üyenin olumlu oyuyla alınır. Ayrıca temel sorunlarla ilgili karar tasarılarına daimi üyelerden muhalefet gelmemesi de gerekmektedir. Çekimser oy veto sayılmaz. Daimi üyelerin veto yetkisi nedeniyle konseyin çalışmasını engelleyecek gücü vardır.

Birleşmiş Milletler’e üye diğer ülkelerin oy hakkı olmaksızın müzakerelere katılma hakkının bulunduğu Güvenlik Konseyi’nin barışı korumak için askeri birlik oluşturma ve ekonomik yaptırımlar koyarak kararlarının uygulanmasını sağlama yetkisi bulunmaktadır.

Ekonomik ve Sosyal Konsey

guvenlik_konseyiBirleşmiş Milletler Örgütü’nün, uluslararası işbirliği çalışmaları aracılığıyla bütün halkların ekonomik ve toplumsal gelişmesine katkıda bulunma amacını güden bu konsey, üç yıl için seçilen 54 devletten oluşur; ekonomik, sosyal, kültürel alanlar ile eğitim alanında teşvik edici, önerici ve işbirliği yapıcı bir rol oynar. Böylece ekonomik ve sosyal alandaki uluslararası sorunları tartışma forumu olarak işlev görür. Genel Kurul’un önerisi doğrultusunda sözleşme tasarıları hazırlar ve özel kurumların faaliyetleri arasında eşgüdüm sağlamak görevini üstenir.

Vesayet Konseyi

İkinci Dünya Savaşı sonunda çoğunluğu Afrika’da bulunan vesayet rejimi altına alınmış bölgelerdeki yönetimi denetlemek amacıyla kurulmuştur. San Francisco Şartnamesi’nde ifade edilen “halkların kendi kaderini tayin hakkı ve hak eşitliği” ilkesine dayanır. Ancak bu hukuki rejime bağlı bölgeler bağımsızlığına kavuştuğundan, giderek konseyin önemi azalmıştır.

Uluslararası Adalet Divanı

Uluslararası Adalet Divanı’nın merkezi Hollanda’nın Lahey kentindedir. Birleşmiş Milletler’in temel yargı organıdır. Dokuz yıl için seçilen 15 yargıçtan oluşur. Devletler arasındaki anlaşmazlıkları ele alır ve Birleşmiş Milletler sistemindeki örgütlerin yetki alanlarında ortaya çıkan hukukî sorunlar üzerine istişarî nitelikte önerilerde bulunur. Divan’ın statüsü Birleşmiş Milletler Yasası’nın ayrılmaz bir parçası olduğundan Birleşmiş Milletler’e üye tüm ülkeler divanın statüsüne taraf durumdadır. Divana taraf olmayan ülkeler divanda görülmeye başlayan bir davada taraf olmayı kabul etmeleri durumunda divandan çıkacak karara uymakla yükümlüdür.

Sekreterlik

BM Örgütü’nün sağlıklı işleyişinin güvencesi olan sekreterlik, idari ve siyasi işlevleri olan Genel Sekreter tarafından yönetilir. Önceleri yalnızca bir yüksek memur olarak görülen Genel Sekreter zaman içinde yarı resmi arabuluculuk ve görüşmecilik yetkileri de elde etmiş ve karizmatik bir kişiliği sahip bazı genel sekreterler uluslararası birtakım sorunların çözülmesinde etkin bir rol oynamıştır. Birleşmiş Milletler’in ilk Genel Sekreter’i olan Norveçli Trygve Lie bu görevini 1953 yılına kadar sürdürmüştür.

Birleşmiş Milletler’in ana çalışmaları silahsızlanma, uzay boşluğundan barışçı amaçlarla yararlanma, sömürgeciliğin ortadan kaldırılması gibi tüm insanlığı ilgilendiren alanlara yönelik durumdadır. Karnesi, işbirliği ve geri kalmış ülkelere yardım yönünden olumlu olsa da, özellikle Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin sık sık uluslar üstü bir güç kurulması yönündeki isteksizlikleri, kendi politikalarına, siyasi ve ekonomik çıkarlarına ters düşen durumlarda kullandığı veto nedeniyle  sınıfı geçememektedir. Çıkan kararlar ise çoğu zaman bu ülkelerin planlarının aklayıcısı ya da bizzat uygulayıcısı durumundadır.

YAZI HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.