İspanya İç Savaşı’nda Uluslararası Tugaylar

18 Temmuz’u 19’a bağlayan gece Barcelona’nın Eskualduna Oteli’nde kalan iki İtalyan atlet silah sesleriyle uyanmışlardı. Barcelona’da yapılacak “Halk Olimpiyatları” için orada bulunan bu iki İtalyan, Franco taraftarı generallerin ayaklandığını duyar duymaz hemen “Halk Komiteleri”ne koşup faşistlere karşı savaşmak için silah istediler. Onlara iki tane tabanca verildi ve askerlerin kontrolündeki radyo binasına saldıran halka katılmaları söylendi. İşte, Jacco ve Renati adlarındaki bu iki İtalyan atlet, üç yıl sürecek olan İspanya İç Savaşı‘na katılan “Uluslararası Tugaylar“ın ilk askerleriydi…

İspanya İç Savaşı’nda Cumhuriyetçilerin safına en baştan katılanların özellikle aydın ve sanatçılar olduğu görülmüştü. Ayaklanmadan iki gün sonra, İngiliz artist Felicia Brown ve Avusturyalı sanatçı Mechter, başkentteki Franco taraftarlarının merkezlerine yapılan saldırılarda vurulup ölmüşlerdi. 23 Temmuz günü, üçü kadın 11 Alman, İspanya’ya gelerek Aragon Bölgesi’ndeki çatışmalarda Cumhuriyetçilerin yanında savaşa katılmış, ağustos ayının ilk haftasında, bu kez 15 Fransız, 3 İngiliz’den oluşan yeni bir grup gelmişti. İngilizlerden biri, ünlü evrim kuramcısı Darwin’in torunuydu…

İlk gelenler genellikle kendi çabalarıyla İspanya’ya ulaşmışlardı. Bu nedenle belli bir düzensizlik söz konusuydu… Nitekim, Alman komünist milletvekili Hans Beimler’in öncülüğünde İspanya’ya varan ve adını hapisteki Alman komünist lider Thalmann’dan alan Alman gönüllülerin İspanya’ya vardıklarında gösterdikleri disiplin, bir süre sonra diğer yabancıların da kendilerine çeki düzen vermeleriyle sonuçlandı.

Uluslararası Tugaylara Her Ülkeden İnsan Katılıyor

Ancak, bağımsız gelenlerle, daha sonra merkezi Paris’te bulunan “Uluslararası Komite” aracılığıyla gelenleri ve yavaş yavaş askeri bir disiplin içinde “Uluslararası Tugaylar” adı altında örgütlenenleri birbirinden ayırt etmek gerekir. Paris’teki “Uluslararası Komite”in yöneticilerinden biri de, daha sonra Yugoslav Birliği’ni kuran metalürji işçisi Josip Broz Tito’ydu. Tito, Doğu Avrupa’dan gelen gönüllülere para ve pasaport sağlamak için Paris’te görevliydi. Bu şekilde örgütlenen ilk “Uluslararası Tugay”, 1936 yılının kasım ayında kuruldu. 600 kişiden oluşan bu birliğin komutanı Fransız Yüzbaşı Jules Dumont idi. Madrid savunması sırasında Jules Dumon’un yardımcılığını Alman Yüzbaşı Hans Kahle yapıyordu. Tarihin bir cilvesi olarak, şimdi Franco’ya karşı omuz omuza direnen bu iki insan, Birinci Dünya Savaşı sırasında Verdun Cephesi’nde karşı karşıya savaşmışlardı.

Uluslararası Tugayların içine Mussolini’yle Hitler’in ajanları da sızıyor ve önemli sabotajlar gerçekleştiriyorlardı. Örneğin, Madrid Savaşı sırasında Belçikalı subay Leon Degrelle’in topları sabote ettiği ortaya çıkarılmıştı. Soruşturmasında Nazi yanlısı Belçika “Rex” Partisi’nin bir üyesi olduğunu itiraf eden Degrelle, daha sonra kurşuna dizildi.

Yine Uluslararası Tugaylarda görev alan Fransız Henri Dupre’nin öyküsü de çok ilginçti… Mussolini tarafından kurulan “Kukuleta” isimli gizli örgütün üyesi olan bu Fransız, kimliğini yıllarca saklamayı başarmış ve Cumhuriyetçiler saflarında sayısız sabotajlar gerçekleştirmişti. Daha sonra Gestapo ajanlığına terfi ettirilen ve bir süre de toplama kampı komutanlığı yaptırılan Henri Dupre, 1946 yılında Fransız direnişçiler tarafından kurşuna dizildi.

İspanya İç Savaşı boyunca Uluslararası Tugaylarda 54 ayrı ülkeden 35 bin gönüllünün savaştığı ve bunların en az 6 bin tanesinin İspanya topraklarında öldüğü tahmin ediliyor. “Uluslararası Tugaylar”, İspanya’yı en son 28 Kasım 1938 tarihinde, Barcelona’dan kalkan gemilerle terk ettiler. Ancak, bu tugaylarda görev alan ünlüler, daha sonra özellikle Stalin döneminde kovuşturmaya uğradılar ve “‘hainlikle suçlandılar. Macaristan Dışişleri Bakanı Laszlo Rajk, Çekoslovakya Dışişleri Bakanı Arthur London, Stalin tarafından mahkemelere çıkarıldılar ve “hain” olduklarına ilişkin itiraflarda bulunmaya zorlandılar. Uzun yıllar ülkesinde kahraman olarak gösterilen Andre Marty, yine bu Stalinist dalgada, Fransız Komünist Partisi’nden ihraç edildi. Aynı şekilde, Amerikalı aydınlar ve gazeteciler de, daha sonra, Mac Carthy döneminde soruşturmaya uğradılar ve mahkum oldular. Bir süre sonra yolu Sovyet Rusya’dan ayrılan Tito ise “Bağlantısızlar Bloku”nun önemli bir lideri haline geldi.

YAZI HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.