Açık Kapı Politikası

Açık Kapı Politikası (Open Door Policy), ABD’nin 19. yüzyıl sonunda dünya siyasetine armağan ettiği emperyalist öğretilerden birisidir. 1899 yılında dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Hay tarafından hazırlanan bu öğretiye göre ekonomik bakımdan geri kalmış ülkeler ayrı ayrı sömürgeci devletlerin yalnızca kendilerine özel nüfuz bölgeleri olarak kalmamalı, bütün sömürgeci devletlerin eşit olanaklar çerçevesinde yararlanmasına açık tutulmalıdır. Kısacası bir sömürge ülkesini yalnız bir sömürgeci devlet değil, diğer sömürgeci ülkeler de eşit haklarla sömürebilmelidir.

2 Aralık 1823 tarihinde ABD Başkan James Monroe Kongre’ye gönderilen bir mesajın ardından uygulamaya konulan Monroe Doktrini uyarınca ABD uzun yıllar boyunca kendi kıtasına çekilmiş ve Avrupa kıtasındaki büyük devletlerin sorunlarından kendini uzak tutmak istemişti. Ne var ki ABD’nin dış politikasına uzun yıllar boyunca yön veren bu politika, ABD’nin giderek güçlenmesi ve sömürge savaşından daha büyük pay almak istemesi nedeniyle etkisini yitirmişti.

Açık Kapı Politikası’nın ortaya çıkış nedeni  de ABD’nin o dönemlerde Çin’i ABD sermayesi ve ihraç malları için en büyük pazarlardan biri olarak gözüne kestirmesine karşın, bu uçsuz bucaksız ülkenin 1. Çin-Japonya Savaşı’nın ardından Avrupalı sömürgeci devletler ve Japonya arasında nüfuz bölgelerine bölünmesidir.  Bu durum ise Amerikan çıkarlarına ters düşen bir durumdu. Çünkü dönemin Washington yönetimi, Çin’in sömürgeleştirilmesi için zorunlu olarak gereken deniz üslerine ya da askeri tesislere sahip olmadığı için, arzuladığı nüfuz bölgelerini elde edebilecek güce henüz sahip değildi. Gerçekten de askeri bakımdan Birleşik Devletler Çin’de yalnızca Japonya’ya oranla değil, aynı zamanda Rusya, Almanya ve İngiltere’ye oranla ve hatta Fransa’ya oranla çok daha güçsüz bir durumdaydı. ABD’nin o dönem Çin’in parçalanmasına karşı çıkışının temel nedeni de, kendisinin bir pay kazanamayacağını bildiği bu güçsüzlüğüydü.

Açık Kapı Politikasının İlkeleri

Uzakdoğu konusunda fazla bir bilgisi ya da deneyimi olmayan John Hay, bu konularda deneyimli bir diplomat olan William Woodville Rockhill‘in yardımına başvurdu.  Rockhill kısa süre sonra Açık Kapı Politikası olarak adlandırılacak öğretinin temel ilkelerini kaleme aldı. ABD Dışişleri Bakanı John Hay, 6 Eylül 1899 tarihinde Avrupalı sömürgeci devletler ve Çin’e bir nota göndererek Çin’de “açık kapı” olarak nitelediği bu öğretiyi ilan etti ve bu öğreti dahilinde söz konusu devletleri hem bu öğretinin ilkelerini kabule hem de resmen açıklamaya çağırdı. Ancak Hay’ın kaygısı gerçekleşmeden Çin’de Boxer ayaklanması patlak verdi ve ABD, kendisine sorun çıkaracağını düşündüğü bu ülkeler ile kısa süre sonra doğal müttefik haline  geliverdi. Açık Kapı Politikası’nın Hay tarafından belirlenen ilkeleri şöyleydi:

  • Çin’de kendi nüfuz alanının ya da kiralamış bulunduğu toprakların sınırları içinde kalan başka devletlere ait hiçbir anlaşmalı limanın haklarına ve geçerliliği bütün devletlerce kabul edilmiş hiçbir çıkara dokunmamak.
  • Vergiden bağışık limanlar hariç olmak üzere anlaşma tarafından öngörülen gümrük vergilerini söz konusu nüfuz alanlarında bulunan bütün limanlarda yüklenen mallar için ulus ayrımı yapmadan uygulamak ve böylece elde edilecek gelirin Çin hükümeti tarafından alınmasını sağlamak.
  • Belirli bir nüfuz bölgesindeki limanlarda demirleyen başka uyruklu gemilerden, o bölgeyi kendi nüfuz alanı haline getiren ülkenin gemilerinden alınandan daha fazla liman parası almamak, bu ilkeyi söz konusu nüfuz alanındaki demiryolları için de uygulamak.

Görüleceği üzere Açık Kapı Politikası, o dönem Çin’de bir nüfuz alanı olmayan ABD’nin, diğer sömürgeci devletlere karşı kendi sermayesini korumak ve diğer ülkelerle koşulları eşitlemek için yarattığı bir öğretidir. Sömürgeci devletler, diğer tüm devletler tarafından anlaşmanın koşullarına uyulacağına dair taahhüt alınmadan kendilerinin bu anlaşmanın koşullarına uyamayacağını bildirerek kaçamak bir yanıt verseler de, Hay Temmuz 1900’de diğer ülkelerin ilkesel olarak anlaşmaya uyacaklarını duyurdu. Ürünleri diğer sömürgeci devletlere karşı özellikle Mançurya bölgesinde korunmaya daha muhtaç olan Rusya diğerlerinden daha fazla direndiyse de sonunda o da kabul etmek zorunda kaldı.

1931 yılında Japonya’nın Mançurya bölgesini işgali ve 1949 yılında Çin Devrimi’yle komünistlerin iktidara gelmesi ile birlikte tarihsel anlamıyla Açık Kapı Politikası’nın sonuna gelindi. Günümüzde bu politika daha çok bir devletin kendi toprakları üzerinde diğer devletlere serbest ticaret yapma hakkı tanıması anlamına gelmektedir.

1 Yorum

YAZI HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.