On iki anonim anlatıdan oluşan, yani yazarı belli olmayan Dede Korkut, Türklerin Orta Asya’dan Orta Doğu’yla Anadolu’ya göçleri sırasında ortaya çıkan toplumsal bunalımın ve yeni ideolojik gereksinimlerin hem bir
“Servet-i Fünun” dergisinin kurucularından ve bu sanat çığırının şiir dalını temsil edenlerden biri olarak Tevfik Fikret’in Türk edebiyatındaki yeri önemlidir. Çünkü o, şiirimize ilk kez gerçek yaşamı konu
Yayınlandığı 70’li yıllarda ilgi görmeyen Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar adlı romanı 90’lı yıllarda her entelektüelin kitaplığında bulunması gereken zorunlu bir klasik halini almıştı. Bugün ise Tutunamayanlar entelektüel çevrenin yeni
Ulusal bilinçlenme ve bağımsızlıkla dil arasında çok güçlü, koparılamaz, soyutlanamaz bir bağ vardır. Dil devrimi dediğimiz şey, yalnızca bize özgü bir olgu değildir. Her uluslaşma, ulusal bilinçlenme ve
1976-1977 Öğretim yılında İnebolu Ortaokulu’nda öğretmendim. Türkiye’de sol hareketin adamakıllı parçalandığı yıllardı. Öğretmen hareketi de birbirine adeta düşman gruplara ayrılmıştı. TÖB-DER içindeki gruplardan biri benim de içinde bulunduğu
Din ve medresede okutulan İslami bilimler dolayısıyla dilimize girmeye başlayan Arapça sözcükler yanında İran edebiyatının örnek olarak alınması, vezinde ve edebi anlayışta İran edebiyatı modellerine uyulması yüzünden daha