Kenan Evren Neden Yargılanamaz?

Soru şu:

Kenan Evren ve arkadaşı hakkında bu dava neden açıldı?

Cevap şöyle geliyor:

Birinci aşamada; Recep Tayyip Erdoğan’a bugünkü konuşmayı yaptırabilmek ve CHP ile MHP’yi sonuç vermeyecek bir davada sıraya “geçirmek” için!

İkinci aşamada; “yetmez ama evet”çileri kullanmaya devam edebilmek için!

Üçüncü aşamada; “Silivri Hukuku”nu meşru göstermek için! Çünkü 12 Eylül darbesinin yargılanmasını isteyen biri, darbeye teşebbüs edenlerin yargılanmasına karşı çıkamaz! Böylece “Özel Görevli Ağır Ceza Mahkemeleri”nde evrensel hukuk kurallarının çiğnenmesine seyirci kalmak zorunda kalır… Hatta işin içine girip rol üstlendiği için hukuksuzluklara alkış bile tutabilir… İktidarın çok acil olarak alkışçılara ihtiyacı var!

Bu nedenlerle;

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesine başlanan dava, halkın gözünü boyamak içindir. Bu dava asla ve asla mahkûmiyetle sonuçlandırılamaz. Buna ulusal ve uluslar arası hukuk kuralları  engeldir!..

Bu engellerin başında; önce zamanaşımı gelir. Eski Ceza Kanunumuza göre suç işleyenleri cezalandırmak için öngörülen zamanaşımı en çok 30 yıldır. Darbenin yapıldığı tarihin 1980 olduğu göz önüne alındığında aradan geçen  süre 32 sene olmuştur ve fazlasıyla dolmuştur!

“Kanunsuz suç ve ceza olmaz” kuralı gereğince sanıkları cezalandırmak olanaksızdır. Zira,  bu kanun hükmünü çiğneyerek (görmezden gelerek) sanıkları  cezalandırmak da  bu ilkeye aykırılık teşkil eder!

Anayasa’nın Geçici 15. Maddesi

Ayrıca, 12 Eylül darbecilerine yargılanmama imtiyazı getiren Anayasa’nın geçici 15. maddesi halkoyuna sunulmuş olup,  % 98 oranında halk desteği onaylanmıştır. Daha sonraki Anayasa değişikliği ile 15. maddenin kaldırılması, darbecilere sağlanmış olan imtiyazı ortadan kaldıramaz. Zira ikinci halk oylamasını birinciye üstün kılan bir kural bulunamaz!  Oy oranına bakarak üstünlükten söz edeceksek, o zaman da  birinci oylamaya daha çok değer vermek gerekecektir!

Kaldı ki, ikinci Anayasa değişikliğinde getirilen hüküm, sanıklar aleyhine bir düzenlemedir. Ceza hukukumuzda “aleyhteki düzenlemelerin geriye yürütülemeyeceği” kuralı vardır. Bu kural ile sanıklar lehine bir tür “kazanılmış hak” elde edilmiştir. Hukuk devletlerinde “kazanılmış haklara saygı prensibi” vardır ve bu prensip gereğince de sanıkları cezalandırmak olanaklı değildir…

Aynı şekilde ceza kanunlarında” kıyas yasağı” vardır. Kıyas da yapılarak da sanıklara ceza verilemez!  Sanıklar aleyhine sonuç doğuracak şekilde genişletici yorumlar da yapılamaz! Bu nedenle de sanıkları cezalandırmak mümkün değildir!

“Dava açılması için var olan hukuki engel (geçici 15. madde) ortadan kalkınca,  zamanaşımı işlemeye başlar” şeklindeki hükümet savunmasının ise, hukuksal hiç bir dayanağı yoktur.  Sonuçta bu gerekçe de aleyhte yapılmış bir yorumdur ve ceza hukuku alanında geçerliliği yoktur!

Öte yandan; 12 Eylül darbesini gerçek sorumluları ve onların suç ortakları hakkında dava açılmamıştır. Bu durum bile 12 Eylül davasının “gaz almak” amacıyla açıldığını göstermeye yeterlidir.

Aynı zamanda  “Ergenekon Davası”na azalan desteği artırmaya yöneliktir…

Ana hatları ile yukarıda özetlediğim nedenlerden ötürü, bu davadan sonuç beklenemez! Amacı halkın gazını almak olduğu son derece açık olan bu dava sonunda; göstermelik olarak sanıklara cezalar verilebilir. Bu göstermelik cezalar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır ve eninde sonunda İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nden dönmeye mahkumdurlar!

Muhalefeti ve iktidarı aynı noktada birleştiren bu göstermelik davanın, bir tek yararından söz edilebilir… O da; üzerine ölü toprağı serpilen halkın, hakkını aramak için sokağa inme ve demokratik tepkisini dile getirme alışkanlığını kazandırmaktır… Bunu da doğalgaza, elektriğe ve petrol ürünlerine yapılan  zamlardan sonra test etmek mümkündür!

Demokratik kitle örgütlerinin yapacağı tek doğru iş, bu davayı  bahane ederek,  toplumsal muhalefeti yükseltmek olmalıdır! Bugünün hesabını soramayan bir halktan, 30 yıl öncesinin hesabını sormasını beklemek ise, akla uygun değildir.

Havanda su dövmekten ise bıktık!

Sonuç olarak denebilir ki, iktidarın içinde bulunduğu bu büyük gösteriden, iktidarı kazançlı çıkarmamak gerekir… Türkiye’nin sağı ile solunun AKP’nin yazdığı basit bir oyun içinde figüran olarak yer alması  acı ama ne yazık ki gerçektir!

Olay bu kadar basittir işte!

Halep ordaysa arşın buradadır! O kadar…

Yaşayıp göreceğiz!

2 Yorum

YAZI HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.