İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin dış politikası, tarafsız olmaktan daha çok savaş dışı kalmak olarak da nitelendirilebilir. Gerçekten Türkiye 1939 yılında İngiltere ve Fransa ile yaptığı askeri antlaşmanın kurallarına sonuna kadar uyarken, karşı cephede yer alan Almanya ile yaptığı ticari antlaşmalar da hiçbir biçimde daha önce yaptığı antlaşmalarla çelişmiyordu. İkinci
Kolomb öncesi Amerika toplumları bütünüyle dinin etkisi altındaydı. Dini inançlar, politik görüşlere olduğu kadar tarımsal faaliyetlere de egemen olmuş; doğum ve ölüm törenlerinde de bu inançlar ağır basmıştır. Aztekler, Mayalar ve İnkalar, çoktanrılı dinlere inanıyorlardı. Özellikle İnkalar ve Aztekler egemenlikleri altına aldıkları toplumların tanrılarını da benimsemişler, kendilerine mal etmişlerdi.
Cumhuriyet, Mustafa Kemal’in vurguladığı gibi “bir ekin devrimiydi.” Geçmiş dönemlerin gücünü yitirmiş değerlerinden, kuramlarından arınılarak, yeni değerlerin kökleştiği, özümlendiği yeni bir yaşam biçimi gerçekleştirmektir amaç. Uygun bir alt yapı, düzeni yönlendirici bir sınıf yoktur ortada. Her şey iyi bir eğitim dizgesinin kurulmasına, buradan yetişeceklerin özverili çalışmalarına bağlıdır. Öğretim Birliği
Ekvator, Peru, Bolivya ve Kuzey Şili topraklarına yayılan ve Aztekler gibi İspanyol sömürgeciler tarafından hoyratça yıkılarak tarih sahnesinden silinen İnka uygarlığı her zaman için tarihçilerin ilgisini çekmiştir. Yazıyı bulmamış bir uygarlık olarak günümüze İnkalar hakkında ulaşan bilgi oldukça kısıtlıdır ve İnka tarihinin ilk dönemleri genellikle efsanelere dayalıdır. Efsanelere göre
Açık Kapı Politikası (Open Door Policy), ABD’nin 19. yüzyıl sonunda dünya siyasetine armağan ettiği emperyalist öğretilerden birisidir. 1899 yılında dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Hay tarafından hazırlanan bu öğretiye göre ekonomik bakımdan geri kalmış ülkeler ayrı ayrı sömürgeci devletlerin yalnızca kendilerine özel nüfuz bölgeleri olarak kalmamalı, bütün sömürgeci devletlerin
İster sanayileşmiş ülkeler, isterse gelişmekte olan temel üreticileri olsun, dünyadaki tüm ülkeleri etkisi altına alan, Birleşik Devletler’de başlayan ve yayılan Büyük Bunalım (Big Depression), tarihe Kara Perşembe olarak geçen 24 Ekim 1929’da başladı. Gerçi Wall Street Borsası uzun zamandır üzerindeki satış baskısının tedirginliğini yaşıyordu ama o günün sonunda yaşanacakları