II. Dünya Savaşı’nın Bittiğini 29 Yıl Sonra Öğrendi

Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları Japonya’nın tüm direnişini koşulsuz olarak sona erdirmişti. 14 Ağustos 1945’te Japonya teslim olduğunu açıkladığında milyonlarca insanın ölümüne neden olan II. Dünya Savaşı nihayet sona ermişti. Artık askerlerin evlerine, vatanlarına, ailelerine dönme zamanıydı. Ne var ki, iletişim teknolojilerin bu kadar gelişkin olmadığı o yıllarda, Pasifik’in küçük adalarında savaşın sona erdiğinden hala haberi olmadığından savaşmaya devam eden Japon askerleri vardı.

Bu askerlerden biri de, 1944 yılında Filipinler’in başkenti Manila’nın 75 mil güneyindeki Lubang Adası’na, haberalma ve gerilla göreviyle gönderilen 23 yaşındaki Hiroo Onoda’ydı.  Kendisine verilen emirler kesindi: Tüm birliği yok olsa ve geriye kalan tek asker kendisi de olsa savaşmaya devam edecekti. Onodo da tam olarak bunu yaptı; II. Dünya Savaşı sona erdikten sonra tam 29 yıl boyunca Japon İmparatoru için savaşmayı sürdürdü.

Gerçi Amerikan uçakları, savaşın sona erdiğini bildiren ve altında Japonya Genelkurmay Başkanı’nın da imzası olan kağıtları uçaklarla havadan tüm adalara atmıştı. Onoda da bu kağıtları alıp okumuştu ama inanmamıştı. Bu olsa olsa ABD’nin kendilerine karşı düzenlediği bir oyundu ve gerçek değildi. Hiç aldırmadı ve kendisine verilen emirleri yerine getirmeye devam etti.

Aradan uzun uzun yıllar geçti. İkinci Dünya Savaşı’nın düşman ülkeleri Japonya ve ABD çoktan müttefik olmuş, Soğuk Savaş başlamış, dünya iki kutba bölünmüştü. Fakat Onoda’nın ve üç yoldaşının (Yuichi Akatsu, Shoichi Shimada ve Kinshichi Kozuka) savaşı hâlâ devam ediyordu.  Ekinleri yakıyorlar, adanın yerli halkından gördüklerine ateş ediyorlar, ellerinden geldikçe düşmana zarar vermeye çalışıyorlardı. Filipinliler için tam bir kabus olmuşlardı.

Hiroo Onoda’nın Savaşı

1950 yılında Yuichi Akatsu Filipinli askerler tarafından yakalandı ve grup ilk kaybını verdi. 1954 yılında Shimada, 1972 yılında ise Kozuka güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmalarda öldürülünce geriye artık bir tek Onoda kalmıştı. Giderek azalan cephanesini korumaya çalışıyor, genellikle muz ve hindistancevizi ile yaşıyor, arasıra yakaladığı bir kuş ile kendine ziyafet çekiyordu. Açlık, yaşamının bir parçası olmuştu. Dev karıncalar, kırkayaklar, akrepler ve yılanlar yaşamı çekilmez hale getiriyordu. Ateş yakmak için eski mermilerden çıkardığı barutu, iki bambu kamışı birbirine sürterek parlatıyordu.

Eski lastik parçalarından ve hasırlardan kendisine sandal örüyordu. Giyecekleri çürüyüp parçalanınca, bir telden oluşturduğu iğne ve bitki saplarıyla çadır bezinden yamalar yapmıştı. Bambu ve sarmaşıklardan barınaklar yapıyor, ama korkudan hiçbir yerde uzun süre kalmıyordu.

Tüm bu yıllar boyunca dostları ve onu tanıyanlar birçok kez adaya gelip onu teslim olmaya ikna etmeye çalıştılar. Onoda hoparlörlerden arkadaşlarının sesini duyuyordu ama onların esir olduğunu, Amerikalıların bunu onlara zorla yaptırdığını düşünüyordu. Ona göre hem savaş hem de Amerikalıların hileleri hâlâ devam ediyordu!
1974’de, adaya ayak bastıktan tam 30 yıl sonra, Onoda bir gün kamp kurmuş bir grup Japon öğrenciye rastladı. Tam ateş edecekti ki, gazetelerden kaçak hakkında pek çok yazı okumuş olan Norio Suzuki, “Onoda san, İmparator ve Japon halkı senin için çok endişe ediyor. Artık silahını bırak” dedi.

Hiroo OnodaOnoda silahını bırakma emrini ancak komutanı, Binbaşı Yoşimi Taniguchi’den alacağını söyledi. Kitapçılık yapan Taniguchi alelacele Lubang’a getirildi.

Üstü başı paramparça olan Onoda, Taniguchi’yi tanır tanımaz selama durdu: “Teğmen Onoda göreve hazır, komutanım!” Arisaka 99 model tüfeğini ve yalnızca 500 adet kalan mermisiyle birkaç el bombasını komutanına teslim etti. Böylece 10 Mart 1974’de saat 15.00’de Teğmen Onoda’nın İkinci Dünya Savaşı sona ermiş oluyordu. Teslim olduğunda tam 52 yaşındaydı.

Birçok Filipinliyi öldürmesine karşın, Başkan Marcos, Filipinler’de işlediği suçlar için Onoda’yı bağışladı ve vatanına dönmesine izin verdi. Japon askeri vatanına döndü, artık yaşlanmış ana babasını gördü. Ana babası, kendisine, ormanda öldüğüne inandıkları zaman yaptırmış oldukları mezarını gösterdiler.

Onoda bir kahraman gibi karşılanmıştı. “Teslim Olmak Yok: 30 Yıllık Savaşım” adlı otobiyografisini yayınladı. Gördüğü aşırı ilgi onu oldukça rahatsız etmişti. Onoda ise artık huzuru arıyordu. Huzuru 1975’te Brezilya’ya göç etmekte buldu. 1980 yılında ailesini öldüren bir Japon genci hakkında yazılanları okuyunca ülkesine geri döndü ve gençlere eğitim verecek Onoda Shizen Juku adında gençlik kampı kurdu.

Onoda’nın gerçek savaşı 16 Ocak 2014’te Tokyo’da sona erdi. 91 yaşında zatürreeden öldüğünde, ardında müthiş bir inat, azim ve bağlılık öyküsü bırakmıştı.

YAZI HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.